Siddet ve Demokrasi, John Keane'in “siddet”i bir kez daha ve bu kez demokrasi baglaminda ele aldigi bir kitap. Demokrasiyle en çok çelisen unsurlardan ve onun en ciddi sorunlarindan biri olarak siddet, demokrasiye inanan herkesin bir insanlik görevi olarak karsi durmasi gereken bir sey. Siddet “insan dogasi”nin mutlak bir parçasi degildir; bu kavram, kendisine yüklenen çok çesitli anlamlardan dolayi tek bir tanim kabul etmez, bu nedenle de kafalar karisik, diyor Keane. Bu yüzdendir ki herkesi, en basta da siddete cevabi yine siddette bulan biçare siyasetçileri, siddetin kaynagi, sonuçlari, büründügü kiliklar ve elbette çareleri üzerinde enine boyuna düsünmeye çagiriyor.Yazar, demokrasiden aldigi güçle siddeti gerekçelendirme heveslisi çabalara veryansin ederken bir yandan da dünyanin siddetin insafina birakilmasina kesinlikle karsi çikiyor. Dünyamizi çepeçevre saran “siddet üçgeni”nin çarkina ancak demokrasi ile çomak sokulabilecegine inanan Keane, siddeti “demokratiklestirmek”, yani demokrasinin ellerinde açik açik hesabi verilebilir kilmak gerektigini savunuyor: Siddetin yeryüzünden ancak bu sekilde silinebilecegine inaniyor.
Menü
Sepete Ekle
