2000 TL VE ÜZERİ ALIŞVERİŞLERDE KARGO BEDAVA
Menü
Giriş
Şifremi Unuttum
Sepetim
Filtre
Kategoriler
Seçilen Filtreler
{{ SELECTED.TEXT }} ×
{{ FILTERS.VARIANTS.TYPE1_NAME }}
{{ FILTERS.VARIANTS.TYPE2_NAME }}
Marka
Model
{{ FILTER.NAME }}
Fiyat
Toplam 2 ürün bulunmaktadır.

Nilgün Bodur Kimdir?

Nilgün Bodur 19 Kasım 1974 yılında İstanbul’da dünyaya gelmiştir. Liseyi Avusturya Lisesi’nde okuyan yazar üniversite eğitimini İstanbul Üniversitesi İşletme Bölümü’nde tamamlamıştır. İş hayatında dünyanın en iyi markalarına iletişim direktörlüğü yapmıştır. Bunun yanında kurumsal firmalara pazarlama konusunda hizmet vermiştir. 

Günümüzde sosyal medya fenomenidir ve paylaşımları genellikle yemek tarifleri ve bakım önerileri üzerinedir. 

Yazar ‘Nilgün Bodur Kimdir?’ sorusuna şu cevabı vermektedir;

’20 yıl boyunca dünya markaları için kurumsal iletişim yöneticiliği yaptım. Hayatım kurumsal iletişimdi. Bir markayı parlatmak, cilalamak, satışını arttırmak, 360 derece yani… Sosyal medyasından halkla ilişkilerine kadar her şeyini yürütüyordum. Kendi mesleğimde de bilinen biriydim. Sabah ‘te kalk, gece 11’de gel şeklinde inanılmaz yoğun bir tempom vardı. Hayat benim için çok değerli. Bir gün ‘Ben 40 yaşına gelince bu işleri bırakacağım. Allah bana bir kapı açsın’ dedim. Ve ben bir ara boşandım. Bahçeşehir’de 20. katta oturuyordum. Boşandığımda kıştı. Kış aylarında boşanmamak gerekiyor. Çok sıkıcı. Ayrıldığım eşim kanserdi. 5 sene tedavisi sürdü. O kanserken ben ona sağlıklı yemekler yapıyordum. Ama her şeyi sadece onun için yapıyordum.’

Nilgün Bodur Kitapları Nelerdir?

Nilgün Bodur’un aşkla, sevgiyle yazdığı kitaplarını ve açıklamalarını sizler için derledik. Bu güzel kitapları Kitap Vadisi’nden uygun fiyatlarla satın alabilirsiniz. 

  • Organik Aşk 

Nilgün Bodur’un kitabıyla ilgili açıklaması şu şekildedir; 

‘Elinizde tuttuğunuz bu kitap sadece bir yemek kitabı değildir… Arzu ettiği hayatın hayatın hayalinden kopmak üzereyken, pes etmeyen bir kadının hikayesidir… Kaybettiklerine değil de biriktirdiklerine odaklanan, aşkı aramayan, aksine her anında yaşayan, vazgeçmekle değil, pes etmemekle tanınan, gücünü sadece doğrulardan değil, hayalarından da alan bir kadının hayatının neşesidir…

Yaptığım her yemeye aşk kattım ben… Baharatlardan sandı herkes lezzeti… Hepsinin içinde aşk vardı halbuki…

Tarifleri evinizde uygularken, kitapta yer alan dostlarıma yazdıklarımı ve hissettiklerimi de okuyun lütfen… Ve yemeklerinizi her zaman böyle hissettiğiniz insanlar için yapın… Tuz, yağ, şeker, un kullanmanıza gerek kalmaz o zaman… O yemeğin içindeki sevgi yeter lezzetli olması için… Bana güvenin…’ 

Nilgün Bodur’un kitapla ilgili açıklaması şu şekildedir; 

‘Acaba çok yanlış yaptığım için mi yalnız kaldım, yoksa yalnız kaldığım için mi yanlış yaptım? Yanlış olan, başkasını sevmek değildir. Bir başkasını sevmek dünyanın en güzel, en tamamlayıcı hissidir. Yanlış olan, yanlış olanı sevmektir. Sevilenin yanlış olduğunu da, sevmeden kimse bilemeyecektir… Sevilenin kendisi bile… 

Her nerede iyi bir kalp ve doğru bir niyetle, umutla ve hayalle adım atıyorsanız ve sonunda acı çekiyorsanız, anlayın ki yanlış değil, sadece yalnızsınız.’ 

Bu kitapla ilgili İclal Aydın’a kulak vermek doğru olacaktır;

‘Hayatı boyunca hep çalışmış, olup biteni ve sevdiklerini anlamaya çalışmış, kırılmış, canı o kadar yanmış ki, belki zaman zaman bu yüzden kırmış, hep savaşmış, anlaşılamamaktan yorulmuş ama hep yeniden başlamış, başına gelen hayat dediğimiz şahane hadisenin fırtınalı günlerinden sonra dost bildiklerini post edip çıkarmış, olmadık malzemeden olmadık güzellikler oluşturmayı başarmış becerikli kadınlar… Size yapılan yanlışları bir bir ardınızda bırakırken, Nilgün satırlarıyla yol arkadaşınız olacak. Okurken gülümseyecek, gülümserken kimbilir neler hatırlayacaksınız. 

Nilgün Bodur bu kitabında kendi ile yüzleşmenin hikayesini anlatmaktadır. Kitapla ilgili bilgi edinmek için, arka sayfadaki açılmanın bir kısmını sizinle paylaşıyoruz;

‘İnsanın kendiyle olan mücadelesinden hangi taraf galip çıkar ki? Her ikisi de aynı güçteler sonuçta… Belki de dalaşmak değil, kendinle uzlaşmaktır mesele. Amaç yenmek değil, yenilgiyi kabullenmekte…. Güzel olan insanın kendi yüzüne insanca bakabilmesi… Kaç kişinin cesareti var filtresiz aynalara bakıp kalbinin tavan arasını temizlemeye? Benim yok! Tozlu haliyle kabulümdür.’

  • Sen Gittin Ya Ben Çok Güzelleştim

Kitapla ilgili bilgi sahibi olmak adına, arka kapaktaki açıklamayı sizinle paylaşmak istiyoruz;

‘Bir sene kadar önce eşyalarımı toplayıp sessiz sedasız giderken biliyordum terk ettiğimin terk edenim olduğunu. Gürültü çıkarmadığım, ağlamadığım, kapıları çarpmadığım, eşyaları kırmadığım için hissediyordum bu gidişin dönüşü olmadığını. Bazı gitmeler, beceriksizce teşebbüs edilmiş intihar gibidir. 

Not bırakırsın, anlatırsın, ağlarsın… Geride kalanları acıtmaya çalışırsın. Hala bir umudun olduğunu gösterir bu haber veriş, kendini özetleyiş. İşte böyle ölemezsin. Bağın varsa gidemezsin. Ben not bırakmadım giderken, çıt çıkarmadım. Çıkaracağım tüm seslerin duyulmayacağını anladım. Gitmedim aslında, kabullendim ve vazgeçtim. Kapıyı kaparken, kolundan tutanın olmadığında eyleminin adının terk etmek olmadığını anladım. Terk eden, terk edilmiştir. Ardında bırakacağı gürültü sadece başarısız bir intihar girişimidir. 

Yani gitmek bana ait bir eylem gibi görünürken, anladım ki giden sendin. Bir sene sonra geriye bakıyorum da, sen gittin ya ben çok güzelleştim.’

Kitabın arka kapağında yazanlar yazarın 9 yaşından itibaren defterine yaşadıklarını yazdığı samimiyette yazılmıştır. Kitapla ilgili bilgi edinmek için arka kapağındaki açıklamanın bir kısmını sizinle paylaşmak istiyoruz;

‘Bu, sonu çok belli ama yolculuğu da bir o kadar gizemli olan hayatın yaşayanları hep haddinden fazla heyecanlıydı… Kaideleri ezberlemeye çalışırlardı bir yandan da. Çünkü tadına varmayı çok istedikleri ama ne yazık ki kısıtlı bir sürede gerçekleştirmeleri gereken ve de ellerine tutuşturulan, iade şansı olmayan tek yön biletleriyle çıktıkları gizemli yolculuklarında karşılaştıkları sapaklardan, doğru olanı seçmek isterlerdi. Yanlış sapaklara oyalanıp zaman kaybetmek istemezlerdi. Ezberlerdi hayatın bütün yollarını, dağlarını, patikalarını, rüzgarlarını, ormanlarını, yangınlarını, fırtınalarını, acılarını, aşklarını ve başkaları tarafından yazılmış kurallarını…’

Nilgün Bodur Sözleri Nelerdir?

Nilgün Bodur, yaşadıklarını çok güzel ifade eden bir yazardır. Kendi ile hesaplamasını, insanlarla olan ilişkilerindeki yanlışları ve daha nice düşüncelerini onun yazdığı cümlelerden öğrenebilirsiniz. En güzel Nilgün Bodur sözlerini şu şekilde sıralayabiliriz; 

  • Bizler kendimize değer vermeyi öğrenemediğimiz için başkasının verdiği zırnık kadar değere minnet duyan aşk aşıklarıyız.
  • Yanlışlıktan korkarak yaşayan, yaşadım diyemez. Yaşamadığı hayatı da içine sindiremez.
  • Delisin belki ama deli olmayanlardan daha akıllısın. Ya deli olmasaydın? İnan çok sıkılırdım. 
  • Bütün acılar geçer. Bazıları delip geçer. Bazıları geçmez sanılır geçer. Bazıları da geçmesin istersin yine geçer… Bir de bakarsın o acılar, zamanı geldiğinde merhem yerine bile geçer. Başka bir acının üzerine sürersin o da geçer. 
  • Aslında iki kişi birlikte vazgeçmez birbirini sevmekten. Biri vazgeçer diğeri ise karara saygı duyar. Gururlu biri ise kararı onaylamış gibi yapar… Aşk gururundan büyükse, bağırır, çırpınır, ağlar, bazende terk etmez terk etmek isteyen, o sorumluluğu alamaz… Onun yerine karşısındakini yorar. Gitmek istediğini söyleyerek değil. ‘Söylemeyerek’
  • İnsanlara gerektiği gibi değer vermeyi öğrendim. Fazlası kalbe, akla, ruha zarar veriyor. 
  • O gurur ki, sevdiğini sevmez eder, gördüğünü görmez eder, bildiğini bilmez ederdi. 
  • İşte böyle… Önce anlattım her şeyi, acımı görüp de şükreden fikir fakirlerine. Sonra vazgeçtim anlatmaktan ve yazdım. Ben senin acını yaşayarak değil yazarak beynimden kazıdım.
  • Seni üzeni, şu an başka birisi üzüyor… Bir yerlerde biri, diğerinin intikamını alıyor. 
  • Olumlu düşünmenin mutluluk getireceğine çok da inanmıyorum artık. Herkes mutsuz çünkü. 
  • Dünü ve yarını çok severiz de, yaşadığımız günün kıymetini bilemeyiz. 
  • Yalnızlık; insanı ayağa kaldırır, adım attırır, risk aldırır, savaştırır, sonuçlarına katlandırır. 
  • Çünkü bu hayatta ne yaşanıyorsa ne geç ne de erkendir. Her şey olması gerektiği vakittedir. Sadece ne olursa olsun vakit umudunu yitirmek için çok erkendir. 
  • Geç gelen cevap, zamanaşımına uğrayan özür, dilenince gelen ilgi ve sevgi çok değersizdir. 
  • Kendime çok kızgın; küskün ve öfkeliydim… Zaten bir kendimle barışmayı oldum olası becerememiştim. 
  • Bir teklifim var sana. Hoşuna gidecek eminim. Geriye kalan zamanımızda, benimle birlikte delirir misin? Ben çok isterim.
  • Ben yapmam dediğin her şeyi tek tek yaparsın. İşte o zaman yargıladıklarınla yaralanırsın. 
  • Tüm insanları eşit yapan yaşamdır sanırız oysaki ölümdür, çünkü herkes ölür ama herkesin yaşadığı söylenemez.
  • Aslında iki kişi birlikte vazgeçmez birbirini sevmekten. Biri vazgeçer, diğeri ise karara saygı duyar.
  • Oysaki yanlış olan, başkasını sevmek değildir. Bir başkasını sevmek dünyanın en güzel, en tamamlayıcı hissidir. Yanlış olan, yanlış olanı sevmektir. Sevilenin yanlış olduğunu da sevmeden kimse bilemeyecektir. 
  • Şiddet sadece birinin size vurması, itmesi, dövmesi değildir. Şiddet sözle, hakaretle, aşağılamayla yapıldığında çok daha kalıcı hasarlar oluşturur. 
  • Bugün yine gelsen yine aynı şekilde severdim seni. Sen yanlış değildin. Sadece gidişin çok doğru olmadı sanki. 
  • Benden duymu olmayın, size kendinizden başka kimse hak ettiğiniz önemi vermiyor. 
  • Sahte baharlarla, gerçek baharları yok eden bir sihirbazsın artık gözümde. 
  • Mutlu olmak için hayal kurmak yeterli değildir. Doğru hayali kurmak çok önemlidir. 
  • Sen saçlarını her gün tarıyorsun diye kel olana tarak satamazsın. Saçı olmayana da tarak istemiyor diye kızamazsın. Herkesin eksiği, kaderi, günahı farklı. Saçını taramayana kızarken, bir gün sen kel kalırsın…
  • Evdeki perdeye, bahçedeki kertenkeleye bağlanın ama yanlış insana bağlanmayın. 
  • Birini sevince kendinden vazgeçmek, zaten kendisinin en büyük ve en gereksiz hüneriydi. 
  • Bu dünya için her zaman bir hiçsin. Unutma ki sadece kendin için her şeysin. 
  • Pişmanlık denen o en fena duygu genelde yaşayamadıklarımızdan değil de yarım yaşadıklarımızdan kaynaklanıyor. 

Nilgün Bodur Kaç Yaşındadır?

Nilgün Bodur 19 Kasım 1974 yılında İstanbul’da dünyaya gelmiştir. Şuan 47 yaşındadır. 

Nilgün Bodur Kitapları Kitap Vadisi’nde!

Nilgün Bodur tarafından yazılan birbirinden güzel kitapları uygun fiyatlarla Kitap Vadisi’nden satın alabilirsiniz. Dilerseniz kitapsever sevdiklerinize bu kitapları hediye edebilirsiniz.

T-Soft E-Ticaret Sistemleriyle Hazırlanmıştır.