2000 TL VE ÜZERİ ALIŞVERİŞLERDE KARGO BEDAVA
Menü
Giriş
Şifremi Unuttum
Sepetim
Filtre
Kategoriler
Seçilen Filtreler
{{ SELECTED.TEXT }} ×
{{ FILTERS.VARIANTS.TYPE1_NAME }}
{{ FILTERS.VARIANTS.TYPE2_NAME }}
Marka
Model
{{ FILTER.NAME }}
Fiyat
Eylül Mehmet Rauf Dekalog Yayınları Stok Miktarı: 5
96,00 TL
65,28 TL
Define Mehmet Rauf Anonim Yayınları Stok Miktarı: 30
65,00 TL
39,00 TL
Eylül Mehmet Rauf Fark Yayınları Stok Miktarı: 11
161,00 TL
107,87 TL
Toplam 21 ürün bulunmaktadır.

Mehmet Rauf Kimdir? 

 

Mehmet Rauf 12 Ağustos 1875 yılında İstanbul’da dünyaya gelmiş, 23 Aralık 1931 yılında hayata gözlerini yummuştur. Küçük yaşlardan itibaren edebiyatla ilgilenen yazar Bahriye Okulu’nda İngilizce ve Fransızca öğrenmiştir. Halit Ziya Uşaklıgil’i yakından takip etmiş ve onun etkisi ile realizm akımına ilgi duymuştur. Servet-i Fünun’da 1896 yılından itibaren yazmaya başlamıştır. Psikolojik tahlillere önem verdiği eserlerini roman, hikaye ve tiyatro türlerinde vermiştir. Psikolojik romanlar yazdığı için eserlerinde kahraman sayısı azdır. Romanlarında bahsettiği konuları genellikle İstanbul ve çevresinde işlemiştir ve seçkin ailelerin yaşadığı aşk ilişkilerini konu almıştır.  

 

Mehmet Rauf Kitapları Nelerdir? 

 

Psikolojik konularda başarılı eserlere imza atan Mehmet Rauf tarafından yazılan kitapları şu şekilde sıralayabiliriz;  

 

 

Mehmet Rauf Romanları Nelerdir? 

 

Mehmet Rauf tarafından yazılan ve kitapseverler tarafından sevilerek okunan romanları şu şekilde sıralayabiliriz;  

 

 

Mehmet Rauf Eserleri Nelerdir? 

 

Mehmet Rauf tarafından yazılan romanların dışında verdiği diğer hikaye türünde yazdığı eserleri şu şekilde sıralayabiliriz;  

 

 

Mehmet Rauf tarafından şiir türünde yazdığı eserler; 

 

  • Kazım 
  • Sonbahar 
  • Siyah İnciler  

 

Mehmet Rauf tarafından tiyatro oyunları türünde yazdığı eserler; 

 

  • Pembe Köşk 
  • İki Kuvvet 
  • Yağmurdan Doluya 
  • Pençe 
  • Sansar
  • Cidal 
  • Diken 

 

İlk Psikolojik Roman Nedir? 

 

Edebiyatımızdaki ilk psikolojik roman Eylül’dür. Başarılı psikolojik tahlillerin yer aldığı roman gerek içerik olarak, gerek yapı olarak çağının çok ilerisindedir.  

 

Eylül’ün Konusu: Suat Hanım ile Süreyya Bey beş yıldır evlidir. Yaz mevsiminde Boğaziçi’nde küçük bir yalı kiralarlar. Necip, Süreyya’nın aile dostudur ve sık sık aileyi ziyaret etmektedir. Necip, Suat hanıma derin bir saygı duymaktadır ancak bu saygı zamanla büyük bir aşka dönüşmüştür. Necip aşkını gizli yaşamaktadır.  

 

Suat Hanım’da Necip’e karşı sevgi beslemektedir ve Necip bunu kısa sürede anlar. Ancak arkadaşına ihanet etmenin üzüntüsünü yaşar. Necip ve Suat Hanım arasındaki aşkın dedikoduları Süreyya Bey’in kulağına gider ancak Süreyya Bey bu dedikoduların gerçekliğine ihtimal vermez.  

 

Dedikodular artınca Necip Bey eskisi gibi yalıya gelmez ve tifoya yakalanarak hastalanıp yatağa düşer. İyileşince tekrar yalıya gidip gelmeye balar Necip Bey. 

 

Eylül ayı geldiğinde Süreyya Bey, Suat Hanım ve Necip bir gün sohbet ettikleri sırada konakta yangın çıkar. Herkes dışarı kaçarken Suat Hanım kendini bir odaya kitler. Necip onu kurtarmak için yangının içine atlar, ardından Süreyya Bey de gider ve üçü yangında can verirler.  

 

Mehmet Rauf Edebi Kişiliği Nasıldır? 

 

Mehmet Rauf edebi olarak dönemin güçlü kalemi Halit Ziya’dan etkilenmiştir. Halit Ziya’nın yanında psikolojik roman konusunda öncü olan Pal Bourget’in etkisi altındadır. Yazar Eylül romanını Pal Bourget etkisinde yazmıştır.  

 

Eserlerinde işlediği konular romantik aşklar, hayaller, duygular, kişilerin iç dünyası, hüzün ve karamsarlıktır. Toplumsal konuları işlememiştir.  

 

Romanlarında başarılı bir şekilde psikolojik tahlillere önem vermişlerdir. Kişi betimlemelerine ve çevreye önem vermemiştir.  

 

Kendi hayatından romanlarında ve öykülerinde kesitlere yer vermiştir. Duygu ve düşüncelerini eserlerindeki kahramanlar aracılığı ile anlatmıştır.  

 

Eserlerinde realizm ve natüralizmden etkilenmişse de, sevgi konularını işlediği için romantizminde etkisi vardır.  

Eylül Romanı Özellikleri Nelerdir?  

 

Eylül ilk psikolojik roman olarak kabul edilmektedir. 1900 – 1901 yıllarında tefrika olarak Servet-i Fünun dergisinde yayımlanmış 1901 yılında da kitap olarak basılmıştır. Ruhsal çözümlemeler konusunda çok başarılı olan Eylül romanı insanların içinde bulunduğu ruh hallerini en iyi şekilde okuyucuya aktarmaktadır.  

Okuyucular eski İstanbul’un kıyafetlerine, perspektifine, zengin bir yaşam süren ailelerin hayatının tüm ayrıntılarına ve sıcak, samimi duygulara tanık olmaktadır. Kitaptan bir alıntı yapacak olursak;  

‘Eylül! Öyle bir ay ki, geçen her güzel günü için ona minnettar olmak gerekliydi. Eylül esef ve özem ayıdır, içine birkaç günlük kış hücumundan acı düştüğü için, insan o güzel havaların, devamlı yazın artık geçtiğini anlayıp esef eder ve özlem çeker. 

Mehmet Rauf Sözleri Nelerdir?  

  • Dünyada intikam kadar tanımadığım bir duygu yoktur. Bugün beni döven birini yarın biri döverken görsem ağlayacağım gelir.  
  • Sende bir şey var, öyle bir şey ki hiçbirinde rast gelmiyorum… Öyle bir şey ki, işte bütün endişelerim senin yanında yok oluyor. Ruhuma bir şifa, bir rahatlık geliyor! 
  • Bir kadın gülümsemesi için büyük savaşlar kazanıldığını, büyük buluşlar ortaya konduğunu, olağanüstü kahramanlıklar yapıldığını, şimdi anladım. 
  • Sevmeye gelince; o böyle sokaktan geçerken karşıdan görmekle erkek sevmeyi anlayamıyordu. Bu ona, seveyim diye sevmek gibi geliyordu; sevmek için bilmeyerek sevmek, sonra farketmek gerekir diye düşünüyordu.  
  • O zaman Eylül kendisine, doğada ilk yılgınlık ayı, ölümlülüğü ilk hissetme ayı, ilk faydasız mücadele arzusu gibi, hayatın ne olduğunu anlayıp farkına varılmadan geçen güzel geçmişin hasretiyle ilk boynu bükülen ay gibi göründü.  
  • Kalabalık içinde yalnız yaşamak, kalabalık içinde gezip beraber bir köşeye kaçmak, işte asıl zevk budur. İnsan kalpleri, birbirine bağlılığın ne demek olduğunu o zaman anlar. Ben seni ne kadar sevdiğimi başka kadınları gördüğüm zaman anlıyorum.  
  • ‘Asıl sevgi kayıt ve koşul tanımaz, beyefendi…’dedi. ‘Hiç ummadığınız bir an, hiç ummadığınız bir yöne esen bir alev gibi sizi yakar, tutuşturur. Aşk zaman, yer, koşul ve kişi kaydından bağımsız bir serseridir.  
  • ‘Parasız insanlar…’ diye devam etti, ‘Parasız insanlar (insan) sayılmıyor. Oysa, parayı kazanmak için insanlıktan ne kadar feda etmek lazım değil mi? Bütün namus, bütün soyluluk, bütün onur, hep paraya feda ediliyor. Kadınlar namuslarını, erkekler onurlarını hep paraiçin çamura atıyorlar. Bir kadın para için vücudunu değil, tek bir bakışını bile feda etmemelidir.  
  • Bugünkü arayışımız bir insan yaşayışı mıdır? Buna gerçek anlamda bir hayat demek doğru mudur? Böyle yalnız hayvanca zevklerle yetinmek için insan son derece ilkel olmalıdır. Yalnızca ye, iç, uyu… Ne bir sanat endişesi, ne estetik bir zevk… Ne de bir değişme ve gelişme arzusu. Sadece horultulu bir uyku! Hem şurasını siz iyice aklınıza koyunuz ki, uygarlık yıkmak değil, yapmaktır ve ben, insanlığı aydınlatacak önemli bir keşifte bulunan bir milleti, yüz büyük savaşı kazanmış millete bin kere tercih ederim.  
  • Biliyor musun, sen de, sen de onlardansın. Bense bir şey zannetmişim.  
  • Ama ne yazık ki, ben insan bağlılığı istemiyorum. İnsanlardan hiç hoşlanmıyorum. Ayıp değil ya! 
  • Şimdi önümde yürüyor ve bu soluduğum havada onun ciğerlerinden geçerek tanrısallaşmış nefis damlalar var, başka ne gerek? 
  • Nedir bu insanların içten içe çürüyüşü, bu çamur, bu fırtına… 
  • Ve ağladı. Başını yastıkların arasına sokarak, saatlerce ağladı… 
  • Bir sandalım var diye bütün denize sahip çıkamazsın.  
  • İnsan eminim zannettiği şeylerde o kadar çok yanılır ki… 
  • Ah bir ay daha geçse, Ağustosu da bir atlatsak… 
  • Ah! Ölüm olmasaydı (hayat) ne dehşetli bir cehennem olurdu.  
  • Ölümden başka hiçbir şey gerçek, hiçbir şey sonsuz değildi… 
  • Sınırlı bir bakış açısıyla bakıp genellemek… İşte bir cinayet! 
  • Ama nasıl yaşıyorlar ya Rabbim. Sevmeden, sevilmeden nasıl yaşanıyor? 
  • Ah, ara sıra ruhunu heyecanla titreten o temiz sevgi ve şiir sürekli olsaydı… 
  • Herkes aynı dertten muzdarip değil midir? Bütün mesele durmadan hep aynı hayatı yaşamakta…  
  • Ah insanlar, şu insan kalbi… Yüz bin manalı bir muamma… İçinden çıkmak mümkün değil… 
  • Hak eden mutlu olur, ya da Goethe’nin dediği gibi, hak eden kazanır ve kazanamayan layık değildir.  
  • Aşk denizine öyle bir girmişti ki çıkması mümkün değildi, sade aşkın derin sularını görüyordu.  
  • Ne kadar yazıktı! Bu kadar güzel, temiz bir ruhun da heveslerine esir olması, çirkinleşmesi, kirlenmesi ihtimali…  
  • Unutmuş ve unutulmuştu, değil mi? 
  • İnsan gariptir.  
  • Susmak ne iyi şey! 

Mehmet Rauf Kitapları Kitap Vadisi’nde! 

Psikolojik analiz konusunda son derece başarılı olan Mehmet Rauf tarafından yazılan birbirinden güzel eserleri uygun fiyatlarla Kitap Vadisi’nden satın alabilirsiniz.  

T-Soft E-Ticaret Sistemleriyle Hazırlanmıştır.