Ihvan-i Safa toplulugunun ortaya koydugu külliyat ve yapip-ettikleri gözönünde bulunduruldugunda, onlarin bilimi, felsefeyi ve dini ideolojik amaçlar için kullandiklari söylenebilir. Ancak bu alanlarla ideolojileri arasinda büyük mesafeler bulunmaktadir. Çünkü bu disiplinler o kadar birbiri içine nüfuz etmistir ki, bundan dolayi onlari ideolojileri, din ve felsefe anlayislarindan kopuk ve ayri degildir. Ihvan-i Safa, din, felsefe ve kültür sahasinda ortaya koydugu dini-ideolojik projeyle, onuncu yüzyilin sinirlarini asmis; din, irk, etnik köken ve mezhep taassubuna dayali ayrimciligin disina çikarak Islam cografyasina yeni bin yilin reçetesini sunmustur dersek herhalde abartmis olmayiz. Fakat onlar tarafindan ortaya konulan bu ögreti Islam dünyasindan karsilik bulmus mudur? Bu sorunun cevabi, özgürlükçü filozoflarimizdan sonraki Müslüman toplumunun içinde bulundugu halin tasvirinde bulunabilir. (Arka Kapak)
Menü
Sepete Ekle
