2000 TL VE ÜZERİ ALIŞVERİŞLERDE KARGO BEDAVA
Menü
Giriş
Şifremi Unuttum
Sepetim
Filtre
Kategoriler
Seçilen Filtreler
{{ SELECTED.TEXT }} ×
{{ FILTERS.VARIANTS.TYPE1_NAME }}
{{ FILTERS.VARIANTS.TYPE2_NAME }}
Marka
Model
{{ FILTER.NAME }}
Fiyat
Toplam 76 ürün bulunmaktadır.

Hüseyin Rahmi Gürpınar Kimdir?

Hüseyin Rahmi Gürpınar, 19 Ağustos 1864 yılında İstanbul’da dünyaya gelmiştir. İstanbul Heybeliada’da 8 Mart 1944 yılında vefat etmiştir. Babası Hünkar yaveri Mehmet Sait Paşadır. Yazarın annesi 3 yaşında vefat ettiğinde, Hüseyin Rahmi Gürpınar’ı Girit’e babasının yanına gönderdiler. Babasının ikinci evliliği nedeniylealtı yaşındayken İstanbul’a anneannesinin yanına gelerek eğitimine İstanbul’da devam etmiştir. Sırasıyla Yakubağa Mektebi, Mahmudiye Rüşdiyesi ve idadi de okuduktan sonra, tarihçi Abdurrahman Şeref Bey’in himayesiyle 1878 yılında Mekteb-i Mülkiye’ye girdi. Bu okuldaki öğrenimini geçirdiği ciddi bir rahatsızlık yüzünden yarım bırakmak zorunda kaldı.

Adliye Nezareti Ceza Kalemi’nde kısa süre memurluk yaptıktan sonra, Aza Mülazımı olarak Ticaret Mahkemesi’nde çalıştı. Hayatını yazı yazarak kazandı.

Tercüman-ı Hakikat gazetesinde ardından İkdam ve Sabah gazetelerinde muharrir ve tercüman olarak çalıştı. Daha sonra 37 sayı süren Boşboğaz ve Güllabi adlı gazeteyi çıkardı. Millet gazetesini İbrahim Hilmi Bey ile çıkardı ancak bu gazete de uzun ömürlü olmadı. Türk Kadın Yolu dergisi 1925-1927 yılları arasında çıkarıldı. Hüseyin Rahmi Gürpınar da derginin yazarlarından biriydi. Bu çalışmaların ardından sırasıyla İkdam, Söz, Zaman, Vakit, Son Posta, Miliyet ve Cumhuriyet gazetelerinde yazılar yazdı. Hüseyin Rahmi Gürpınar Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde Kütahya milletvekili olarak 5. Ve 6. Dönemde görev aldı. Yaşamının uzun bir bölümünü geçirdiği Heybeliada’da vefat etti ve 1944 tarihinde Abbas Paşa Mezarlığına defnedildi.

Hüseyin Rahmi Gürpınar Edebi Kişiliği Nasıldır?

Hüseyin Rahmi Gürpınar, Ahmet Mithat Efendi’nin Tercüman-ı Hakikat gazetesinde 1887 yılında yazmaya başlamıştır. Batıyı örnek alarak hayatlarını batılı yaşam tarzına uydurmaya çalışanların düştükleri komik durumu ‘Şık’ isimli ilk romanında anlatmış ve Tercüman-ı Hakikat’te yayımlamıştır.

Hüseyein Rahmi Gürpınar, ‘sokağı edebiyata getiren sanatçı’ olarak bilinmektedir. Bunun nedeni, çocukluk ve gençlik yıllarında anneannesinin yalısında kalması ve dadılarla büyürken İstanbul yaşantısını ve İstanbul insanlarını yakından tanıması ve eserlerinde İstanbul yaşam tarzını gerçekçi bir dille anlatmasıdır. Eserlerini herkesin anlayabilmesi için yalın bir dille yazmıştır. Ayrıca Ahmet Mithat’ın geleneğini sürdürerek, anlatımında kendi fikirlerini de aktarmıştır.

Eserlerinde taklitlere yer veren yazar, roman kahramanlarını çevrelerinin diliyle konuşturmuştur. Bunun yanı sıra romanlarında toplumsal yergiler yer almaktadır.

Bazı eserlerinde mizahi bir dil kullanmıştır. Bunlar; ‘Şık’, ‘Şıpsevdi’, ‘Gülyabani’, ‘Mürebbiye’, ‘Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç’ gibi eserlerdir. Bu eserler eski İstanbul yaşamını belgeleyen değerlerdir.

Halk deyimlerini eserlerinde sıklıkla kullanmaktadır.

Tanzimat döneminden, Cumhuriyet sonrasına kadar toplumun değişim evrelerini eserlerinde anlatmaktadır. Bunu İstanbul’un gündelik yaşamını esas alarak yapmaktadır.

Yapıtlarında en çok işlediği konulardan biri yoksul çevrelerde yaşayan kadınların çektiği sıkıntılardır. Bu konuların işlediği eserlere örnek vermek gerekirse; İffet, Nimetşinas, Sevda Peşinde, Tesadüf.

Hüseyin Rahmi Gürpınar Hangi Akımdan Etkilenmiştir?

Hüseyin Rahmi Gürpınar, eserlerinde Natüralizm akımından etkilenmiştir.

Hüseyin Rahmi Gürpınar Romanları Nelerdir?

 

  1. Şık (1889)
  2. İffet (1896)
  3. Mutallaka (1898)
  4. Mürebbiye (1899)
  5. Bir Muadele-i Sevda (1899)
  6. Metres (1900)
  7. Tesadüf (1900)
  8. Şıpsevdi (1911)
  9. Nimetşinas (1911)
  10. Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç (1912)
  11. Gulyabani (1913)
  12. Cadı (1912)
  13. Sevda Peşinde (1912)
  14. Hayattan Sayfalar (1919)
  15. Hakka Sığındık (1919)
  16. Toraman (1919)
  17. Son Arzu (1922)
  18. Tebessüm-i Elem (1923)
  19. Cehennemlik (1924)
  20. Efsuncu Baba (1924)
  21. Meyhanede Hanılar (1924)
  22. Ben Deli miyim? (1925)
  23. Tutuşmuş Gönüller (1926)
  24. Billur Kalp (1926)
  25. Evlere Şenlik, Kaynanam Nasıl Kudurdu (1927)
  26. Mezarından Kalkan Şehit (1928)
  27. Kokotlar Mektebi (1928)
  28. Şeytan İşi (1933)
  29. Utanmaz Adam (1934)
  30. Eşkıya İninde (1935)
  31. Kesik Baş (1942)
  32. Gönül Bir Yeldeğirmenidir Sevda Öğütür (1943)
  33. Ölüm Bir Kurtuluş mudur? (1954)
  34. Dirilen İskelet (1946)
  35. Dünyanın Mihveri Para mı Kadın mı? (1949)
  36. Deli Filozof (1964)
  37. Kaderin Cilvesi (1964)
  38. İnsanlar Maymun muydu? (1968)
  39. Can Pazarı (1968)
  40. Ölüler Yaşıyor mu? (1973)
  41. Namuslu Kokotlar (1973)

Yazarın En Ünlü Romanlarının Kısa Özeti;

Şık: Şöhret Bey, Madam Potiş isimli hafifmeşrep bir kadınla görüşebilmek adına annesinin küpelerini çalar. Kadın Şöhret Bey’in hassas noktalarını bilir ve bunu bildiği için onu kullanır. Şöhret Bey sadece annesinin küpelerini çalmakla kalmaz, ilişkisini sürdürebilmek için arkadaşı Maşuk Bey’in arkadaşlarının değerli eşyalarını çalar. Romanın sonu bellidir. Hırsızlık suçundan Şöhret Bey hapse girer.

Mürebbiye: Hemen hemen yetmiş yaşlarında olan Dehri efendinin, ölen karısından bir kızı bir oğlu, odalığından da bir kızı bir oğlu olmak üzere toplamda dört çocuğu vardır. Çocukları eğitmesi adına Paris’ten Anjel isminde yabancı bir kadını öğretmen olarak işe alır. Anjel yalıdaki çoğu erkeği idare eder. Bunlardan biri Dehri Efendi’nin büyük oğlu Şem’i, Dehri Efendi’nin kardeşi Amca Bey’i ve Dehri’nin kızının eşi Sadri’dir. Bu üç kişiyi Anjel paralarından yararlanmak için kullanır. Şem, Anjel’i kıskanmaktadır ve amcası ve eniştesiyle, Anjelin birlikte olduğunu düşündüğü diğer kişiyi öldürmek için öğretmenin odasına girerler. Odayı ararken dolapta Şemi babasıyla karşılaşır.

Şıpsevdi: Meftun bey Paris’e okumakiçin gönderilir ancak o hiçbir şey yapamadan Türkiye’ye geri döner. Dönüşte babasından kalan Erenköy’deki köşkte yaşamaya başlar. Lüks içinde yaşamak isteyen Meftun Bey’in komşusu Kasım Efendi çok zengin ancak zengin olduğu kadar da cimri biridir. Onun parasından yararlanmak isteyen Meftun, Kasım Efendi’nin kızıyla evlenmek için kendisine piyangodan para çıktığını söyleyerek Kasım Efendi’ye bunu duyurur.Kasım Bey başlık parası karşılığı kızını Meftun Bey’le evlendirir ayrıca Meftun’un kız kardeşi Lebibe’yi de oğlu Mahir’le evlendirir. Ailesinin masrafları ve lüks yaşam merakı yüzünden Meftun Bey büyük borca girer ve kayınpederinin mal varlığını elde etmek ister. Bunun yanında Fransız Mcferlan ile de gizli aşk yaşamaktadır. Kayınbiraderi olan Mahir’in de Mcferlan’a zaafı olduğunu anlayarak bu zaafı kendi lehine kullanır. Fransız kadın Mahir’den sürekli para istemektedir. Mahir babasından parayı alamadığı için çareyi parayı çalmakta bulur. Daha sonra Meftun ve Mcferlan arasındaki ilişkiyi öğrenen Mahir bu durumu kabullenemez ve intihar eder. Meftun Bey bu olaylar karşısında Fransa’ya kaçarak, geride kalanlara kayınpederinin ölümünü beklediğini bildirir.

Hüseyin Rahmi Gürpınar Eserleri Nelerdir?

Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın öykü türünde yazdığı eserler;

  1. Kadınlar Vaizi (1920)
  2. Namusla Açlık Meselesi (1933)
  3. Katil Buse (1933)
  4. İki Hödüğün Seyahati (1934)
  5. Tünelden İlk Çıkış (1934)
  6. Gönül Ticareti (1939)
  7. Melek Sanmıştım Şeytanı (1943)
  8. Eti Senin Kemiği Benim (1963)

 

Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın oyun türünde yazdığı eserler;

  1. Hazan Bülbülü (1916)
  2. Kadın Erkekleşince (1933
  3. Tokuşan Kafalar (1973)
  4. İki Damla Yaş (1973)
  5. Gülbahar Hanım

Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın tartışma türünde yazdığı eserler;

  1. Cadı Çarpıyor (1913)
  2. Şekavet-i Edebiye Tartışmaları (1913)
  3. Sanat ve Edebiyat (Ölümünden sonra H. A. Önelçin derledi) (1972)

Hüseyin Rahmi Gürpınar Ünlü Sözleri Nelerdir?

 

  1. Dosta en büyük ihtiyacı olan çirkinlerdir. Onlar bu yoksunluklarını bildiklerinden çirkinliklerini örtmek için ekseriya hünerler, faziletler edinmeye uğraşırlar.
  2. Herkes gönlünün yeteneği oranında sever.
  3. Erkekler için günümüz ilimlerinin lazım saydığı şeylerin kadınlarca da lüzumunu düşünmek neden kabahat? Neden günah olsun?
  4. Duyduğunuz her yeni fikre kızmayınız. Onları iyi niyetle karşılamak için akıl fikir sahibi olmaya çalışınız.
  5. Görünür mü gayri alem gözüme, ben elimle yare açtım sinemi.
  6. Hepimiz daima aldanıyoruz, fakat fırsat düştükçe aldatıyoruz. Aldanıp da aldatamayanlar… İşte aç kalan Güruh bu zavallılar.
  7. Bu memlekette kızlar için ayıp olmayan ne var acaba?
  8. İnsanlar saçma inançlardan uzaklaşıp ne kadar az aldanırlarsa, insanlık şereflerine o kadar yaklaşmış olurlar.
  9. Canımın içi… Benim artık senden başkasını sevebilmeme olanak yoktur. Sevdiğim yalnız sensin. Ebedi olarak da sen kalacaksın.
  10. Zavallı Türk kadını için ev içinde bedenini hareket ettirmeye iki büyük vesile vardır. Ya ortalık süpürmek adına hasır süpürgeyi alıp iki kat olarak evin bütün mikroplu tozlarını yutmak. Yahut çamaşır adına leğen başında akşama kadar bütün ailenin kirlilerinin sıcak su içinde saldığı zehirli buharları teneffüs etmek… İşte bizim en büyük egzersizimiz, sporumuz bundan ibarettir.
  11. İtirafı zor olan gerçeklerin saklanması daha zordur.
  12. Ana, babalar, evlatlarına her şeyi buyurabilirler; ama filanı sev, falanı sevme diyemezler. Çünkü deseler de etkisi olmaz. Gönül duyguya bağlıdır; buyruğa değil.
  13. Kabahat herkesten çok kendinizde.
  14. Artık sahte sevgiden, yalancı bir yüz görmekten, yalan dinlemekten bıktım.
  15. Ciddi aşklar dilsiz olur.
  16. Aşk denilen şey meğer ne şiddetli bir ruh fırtınasıymış.
  17. Tevekkülün gemisi batmaz.
  18. Anlayamadık… İnsanlık, kardeşlik sevgisinin samimi lezzetini tadamadık….
  19. Aman yarabbi, ihtiyarı, genci hepsi birer türlü kaçık. Benimle onların farkları şu ki ben, deliliğimden şüpheleniyorum, onlar deliliklerini hiç bilmiyorlar.
  20. Çok sevmek de insanı büyük bir kedere uğramak derecesinde üzüyor.
  21. Hırsızlığı kaldır, artık mahzenlere, demir kapılara, kasalara, bankalara, polislere, bekçilere lüzum kalmaz. Medeniyet çalışmalarının ehemmiyetli bir kısmı şıp diye durur.
  22. Kurtların içinde ceylan masumiyetiyle ömür sürülmez.
  23. Herkes duyduğu şeyi, inceden inceye araştırmaya lüzum görmeksizin onu kötüye yormaya eğilimlidir.
  24. Her ferdi, hatta her cemiyeti hoşlandığı yem ile avlarlar.
  25. Kuvvetli olan haklı oluyor. O derece ki acizlere, zayıflara hakkı en kuvvetli olan dağıtıyor.
  26. Deha denilen şey tükenmez bir sabırdan ibarettir.
  27. Eğer ağlamakla ahlak düzeltmek mümkün olaydı, dünyada çocuklardan uslu akıllı kimse bulunmazdı.
  28. Sevmek hususuna gelince bundan o derece sıkılıyorum, bu cihet nefsime o kadar ağır geliyor ki, tarif edemem.

En Güzel Hüseyin Rahmi Gürpınar Kitapları Kitap Vadisi’nde!

Kütüphanenizi zenginleştirmek adına, uygun fiyatlarla ünlü yazarların kitaplarına sahip olmak isterseniz, Kitap Vadisi’ni ziyaret etmeniz yeter de artar bile. Aradığınız her tarz romanı bulabileceğiniz kitap Vadisi ile kütüphanenizi zenginleştirmeye hazır olun.

T-Soft E-Ticaret Sistemleriyle Hazırlanmıştır.