“Evvel zaman içinde kalbur saman içinde…” diye baslar masallar. Masalin kurgusal dünyasina açilan bir kapi islevi gören tekerleme, bizi gerçeklikten uzaklastirarak bu dünyaya hazirlar. Kapidan girince karsilastigimiz olaganüstü ögelerle dolu dünya, eglendirme amacindan fazlasina sahiptir. Dolayisiyla toplumlar, yalnizca çocuklar için yaratmazlar masallari. Toplumu egitmek, dünya halklarina yasam serüvenleri boyunca yol göstermek, toplumsal bir hafiza, insanliga dair “kültürel bir genetik kod” olusturmak için yaratirlar. Bunlar masallar araciligiyla çocuklara aktarilmakla kalmaz, yetiskinlere de hatirlatilir. Bu yüzden, en islevsel sözlü halk anlatilari olan masallar, çocuklar kadar yetiskinlere de hitap etmektedir. Muhsine Helimoglu Yavuz’un Anadolu’yu dolasarak anlaticilarindan dinledigi ve bu kitapta topladigi47 masal, biz yetiskinlere, çocuklugumuzda biraktigimiz masallari hatirlatmakla kalmiyor, ayni zamanda çocukluktan yetiskinlige geçis sürecinde masallarin üzerimizdeki etkisine de ayna tutuyor.
Menü
Sepete Ekle
