Sonsuza Giden Yol, Foucault'un kitaplari ile Colléege de France'ta verdigi derslerin disindaki metinlerini bir araya getiren Dits et écrits'den Türkçeye yapilan alti ciltlik çeviri seçkisinin son cildini olusturuyor. Daha önceki ciltler Foucault'nun çagdas düsünce ve eylem dünyasina çok farkli alanlarda damgasini vurmus ve kaliciligi kusku götürmeyen müdahalelerini kapsamli bir biçimde ele alan yazilarindan olusuyordu: Entelektüelin günümüz Bati toplumlarinda ve özellikle 68 olaylarindan sonra edindigi yeni anlam ve islev, modern felsefenin bir veri olarak aldigi öznenin aslinda bilgi-iktidar tarafindan nasil kurulduguunun bilim tarihi ve siyaset teorisi üzerinden derinlikli bir analizi, iktidarin bu süreçte kullandigi kapatma ve gözetleme pratiklerine dair tarihsel gözlemler, birer rasyonalite biçimi olarak bilgi ile iktidarin hem ayri hem de birbirleriyle karsilikli iliski içinde anlasilabilmesini saglayan analiz biçimleri olarak arkeoloji ve soybilimin ayrintili tartismalari ve nihayet Foucault üzerinde çok önemli etkileri olmus on dokuzuncu ve XX. yüzyil düsünürlerine dair degerlendirmeler...Sonsuza Giden Dil ise Foucault'nun, felsefe, tarih, siyaset alanlarinin yani sira sanat teorisi üzerindeki etkisinde de çok önemli bir rol oynamis olan, ama Seçme Yazilar dizisinin daha önceki ciltlerinde çok fazla yer almayan çalismalarini kapsiyor. Edebiyat, tiyatro, sinema, fotograf ve müzik üzerine kaleme alinmis bu metinler, Hölderlin, Flaubert, Roussel, Blanchot, Bataille, Klossowski, Robbe-Grillet, Duras gibi modern Avrupa edebiyatini yönlendirmis yazarlarin yani sira Pasolini ve Schroeter gibi yönetmenler, Duane Michaels'in fotograflari ve Pierre Boulez'in müzigi üzerine beklenmedik perspektifler sunuyor. 1960'larin baslarindan Foucalt'nun öldügü 1984 yilina kadar genis bir zaman dilimine yayilan bu yazilarin önemli bir kismi sadece sanat elestirisi veya teorisine yapilmis müdaheleler olmanin ötesinde, Foucault'yu kullandigi dilin inceliklerini göz kamastirici bir ustalikla dokuyan bir yazar olarak tanimayi saglamasinin yani sira öznenin felsefe sahnesinden çekilisini sanat üzerinden de örneklendirme özelligine sahip.XX. yüzyilin düsünürlerinden biri olan Michel Foucault'nun, giderek özellesen arastirma alanlarinda sikisan entelektüel modelinin tersine, içinde yasadigi çagi ve onun tarihsel arkaplanini her yönüyle kavrayan ve elestiren bir bakis açisini büyük bir tutkuyla götürdügü yeri örneklendiriyor Sonsuza Giden Dil.
Menü
Sepete Ekle
