2000 TL VE ÜZERİ ALIŞVERİŞLERDE KARGO BEDAVA
Menü
Giriş
Şifremi Unuttum
Sepetim
Stokta Miktarı 0
%20
140,00 TL
112,00 TL
Sepete Ekle
Hemen Al

Magdurun Dili'nde, edebiyatin dislanmislikla kesistigi alanda dolasiyor Nurdan Gürbilek. Çogu zaman kliselerle yaklastigimiz magdurluga edebiyatin nasil isik düsürebilecegini, öte yandan dislanmislik duygusunun edebiyati nasil biçimlendirdigini anlamaya çalisiyor. Dostoyevski'nin "yeralti trajedisi" adini verdigi çatismanin, ayni anda hem büyük hayaller hem de incinmislikten yapilma bir yeraltina itilmisligin, yazarin okuruyla iliskisini nasil etkiledigini inceliyor. Edebiyatin gurur yarasini, yazarin kibrini, dahasi okurun tutunamamisliktan neden israrla bir zafer çikarttigini tartisiyor.
Tartismanin orta yerinde ise bir "dil" problemi var: "Yazar ya mesafeli bir tavirla ele alacak bunlari; aciyi olgudan, magduru kavramdan, dislanmisligi laftan ibaret birakacak; kimseyi tam inandiramayacak; canevinden vuramayacak okurunu. Ya da yogun duygudan yola çikacak; aciyi gülünçlestirmeyi, bir aci efektine dönüstürmeyi göze alacak. Öyleyse bu 'kirik ve istirap dolu' malzemeyi nasil anlatmali? Kayitsiz kalmadan, ama bir mutlak dayanaga da dönüstürmeden, aci çekeni küçük düsürmeden anlatilabilir mi bütün bunlar? Aciyi hayatin kurucu ilkesiymis gibi göstermeden, magdurluktan gurur, kayiptan ihtisam çikartmadan anlatmak mümkün mü? Mutsuzluga yakindan bakan, ama mutsuzluk fikriyle mutlu olmayan bir edebiyat mümkün mü gerçekten?"
Dostoyevski'nin, Oguz Atay'in, Yusuf Atilgan'in, Cemil Meriç'in yapitlarinin isiginda bu sorularin cevaplarini ariyor Gürbilek.
Benzer Ürünler
Son İncelenenler
T-Soft E-Ticaret Sistemleriyle Hazırlanmıştır.