Özellikle Kürtlerin tarihi, siyasi ve toplumsal yapisi ile ilgili yaptigi arastirmalarla dünya çapinda taninan bir biliminsani olan Martin
van Bruinessen, Kürdolojinin Bahçesinde’de yine zengin gözlem ve analizler ortaya koyuyor.
Kitaptaki yazi ve söylesilerde, 1970’li yillardan itibaren Kürtlerle ilgilenmeye baslamasinin arkasinda yatan nedenleri anlatan,
Kürtlerle ilgili arastirmalarinin gelisimi konusunda Evliya Çelebi’den Ismail Besikçi’ye ve Wadie Jwaideh’e uzanan yelpazeyi sunan van Bruinessen, Kürt varligini inkâr edenlerin argümanlarinin zayifligini da gözler önüne seriyor. Ancak bunu yaparken, Kürt milliyetçi tarih yaziciligini da elestirmeyi ihmal etmiyor. Sürgün dolayisiyla Avrupa’ya yerlesen ya da daha sonra orada yetisen kusaklarin Kürt ulusal bilincinin yerlesmesine yaptigi katkilari da degerlendiren van Bruinessen, ele aldigi konulara yaklasiminda sergiledigi gerçek biliminsani sogukkanliligiyla, herhangi bir taraftan olma kaygisi gütmeden tarihsel ve sosyolojik olgulari net bir sekilde gösteriyor. Kürdolojinin Bahçesinde sadece Kürt toplumunu anlamak için degil, Türkiye toplumunun açmazlarini kavramak için de çok iyi bir firsat... Türkoloji varsa Kürdoloji de vardir. Ama Kürdoloji derken iki degisik sey ifade ederiz. Birincisi, bir bilim dali olarak Kürdoloji: Kürtlerle ilgili bütün bilimler; tarih, edebiyat, dil bilgisi, Kürdistan toplum yapisi ile ilgili sosyolojik ve antropolojik incelemelerin hepsi Kürdolojiye girer. Bunun yani sira ayni zamanda Kürdoloji bilimsel kurumlar demektir; bilim akademileri, egitim enstitüleri vb. Bu anlamda Kürdoloji hemen hemen yok, yani çok zayif. Kurumlar çok az.
Menü
Sepete Ekle
