Yoklugun varlik halleri, varligin hiç olmayacak yüzleri.
Bir ölüm nasil kurtarilir, yazilanlar biraz da onun hikayesi.
Bir insan hayatina son verirken, biçagi tutan el kimindir?
Yalnizlik ötekilerin yokluguyla mi ilgilidir yoksa varligiyla mi? Sözgelimi, insan bir bardak su içerken yalniz midir?
Sen uyurken dünya neresidir, evin kapisi hangi yöndedir, kitaplar yerli yerinde midir, duvardaki resim hangi renktedir, isiklar var midir yok mudur, kelimeleri kim söyler, masalara kim masa der, bilemezsin, kim bilir...
Bir insan yataktan hiç kalkmadan tekrar yatagina girip uyuyabilir mi?
Belirsizlik kimi zaman en açik ve mutlak seydir; tüm kesinlikleri alip götürebilir.
Dünya disi kalemlerin kimler oldugunu ve nasil tezahür ettigini bilmiyoruz. Ama merakli zihinler bunun pesini birakmayacak.
Bir tas nasil bir ömürden agir gelir, ölüm gelip iç cebimize nasil yerlesir, hep bilmezlik ederiz.
Bir cümleye degil de sözcüklere, sözcüklere degil de harflere, harflere degil de isaretlere bakarsan, insanlar havasiz, baliklar susuz, kelebekler kanatsiz kalabilir; yahut kediler uçmaya, yapraklar konusmaya, kapilar yürümeye baslayabilir.
Bir gün artilar ve eksiler, siyahlar ve beyazlar, iyiler ve kötüler, yasamlar ve yikimlar, biz böyle nereye gidiyoruz, diye sorarlar.
Yildiz savaslariyla bakkaldaki ekmekler arasinda kaçinilmaz bagintilar olabilir ve hayatimizda derin etkiler yaratabilir, degil mi?
Siz bilirsiniz...
Bay How Ne Yapmali? adli öykü kitabindan sonra, yeni öyküler, yeni açmazlar, yeni ifsâlar, yeni saldirilar, yeni yikintilar...
Menü
Sepete Ekle
