Devrimci bir asiydi Victor Serge. Elli yedi yillik hayatinin on yildan fazlasini hapishanelerde geçirdi. Içerdekiler romaninda, Rusya'ya sürülmeden önce, 1912'den 1917'ye kadar Fransiz hapishanelerinde anarsist politik bir mahkûm olarak yattigi bes yili anlatiyor. Içerdekiler abartisiz ama canli ve gerçekçi anlatimiyla rahatsiz edici bir roman. Belki içinde yasadigimiz fakat farkinda olmadigimiz hapishanelerde, cezaevi yönetimi, gardiyanlar ve asagilik suç(lu)larla birlikte hapishaneye dair, abartidan uzak, buz gibi bir gerçeklige götürüyor okuyucuyu Victor Serge... Yasanan her sey gerçek, biliyoruz, deneyimledigimizden ya da yazar bize böyle söyledigi için degil bu bilme hali. Biliyoruz ki bu kitap yalnizca içerde olanlarla degil, -hatta belki daha fazla- "disarda"kilerle de ilgili. Tüm suçlari, acimasizliklari ve körlükleriyle, topluma; seven ve unutan, inkar eden, aç birakan, yüz çeviren, karanlik hücrelerde bir insan sesine, nefesine hasret birakan bu karanlik sistemin her bir parçasina dair, edebi degerinin yaninda oldukça da politik bir farkina varis... Sadece sistemin insanlardan daha kötü olabilecegini bilen, hayatla, yasaklarla yoksunlasan ruh ve bedenlerden yükselen bir ses duyacaksiniz: Yürüyün mahkûmlar, yürüyün! Bir, iki, bir, iki. Bu yürüyüsün sonu yok. Zamanin sonu yok. Islenecek suçun sonu yok. Sefaletin sonu yok. Domuzlarin yönetiminin sonu yok.(Tanitim Bülteninden)
Menü
Sepete Ekle
