Ey Nefsim Yazıklar olsun sana. Neden Rabbine asi geldin. Yazıklar olsun sana, verdiği nimeti ile O’na asi geldin. Ey Ahmet yazıklar olsun sana, nefsine uyup hataya düştün, o günahların lezzeti gitti hesabı sende kalacak. Yazıklar olsun sana, ölüm seni unutmamış sen nasıl ölümü unutuyorsun, rabbin senden gafil değil ama sen ondan gafil oldun.
Ey Nefsim Benim olmayan bir dünyayı nasıl seveyim. Terk edip gideceğim dünyadan nasıl mal toplayayım. Bana az bir dünyalık yeterken neden çoğunun peşine düşeyim. Benden öncekiler dünyanın peşine düştüklerinden dolayı pişman oldular, ben neden olmayayım. Tövbe kapısı kapanmazdan amellere nasıl sarılmayayım. Zail olup, kaybolacak dünyayı neden seveyim.
Ey Nefsim Benden öncekiler gelip geçmiş iken, önümde de mahşer varken nasıl rahat yüzü göreyim. Yazıklar olsun bana ecelim geldi Rabbime doğru gidiyorum. Rabbimin huzuruna çıktığım zaman beni durdurup sual soracak.
Ben önümde hesap varken neden başka şeyle meşgul oldum ki. O mahşer ki Dağlar toz gibi uçacak, Güneş ve ay toparlanacak dürülecek hesabım çok kötü olacak. Yıldızlar dökülecek, ben hesaba çekileceğim. Vahşi hayvanlar hesaba çekilecek, hâlbuki onlar benim işlediğim hata kadar hata işlemediler. Çocuklar ihtiyar olacağı o gün halimiz nolacak.
Yarabbi beni affet. Taatini yapmayı bana nasip et. Kıyamet gününde benden yüz çevirme. Gizli hallerimi açığa vurarak beni rezil etme. Dilim mühürlendiği zaman, azalarım konuştuğu zaman, işlemiş olduğum bütün günahları söylediği zaman nasıl senden özür dileyeyim. Ben sana tövbe ediyorum ey Allah’ım, tövbemi kabul eyle. Beni cehennem ateşi eyleme, San’a tevhidim var imanım var ve rahmetini ümit ediyorum...