Polisin fellek fellek aradigi Hasan Basri Alp kayipti, nerde oldugunu bilen yoktu. Ele geçecegi pek düsünülmediginden olacak, sorusturmada sikisildi mi, kimi isleri onun üstüne yikma egilimi, polisin Basri'yi arama kizginligini daha da kiskirtiyordu. Istanbul da Istanbullulugunu yasiyordu gene. Kuzeyden, Haliç üstlerinden çikiveren kis azgini kara bulutlari, maviliklere mizrak gibi çakilmis minarelerin onuruyla kabaran, kursunlu, agirbasli kubbeleri, kör olasi açligin kavgasinda tedirgin dolanan delifisek martilari, gelin gibi gezinen tekneleri, Bogaz'da yasayan lüferleri, istavritleri, uskumrulari, kuyrugu sokaklari süpürerek götürülen derya kuzusu torikleri, balikçi tablalarina manda gibi serilmis (...) Yabanil sokak kedileriyle sekiz yüz binlik Istanbul kenti; kiran kirana savastaki bir dünyanin ortasinda, boynunu bükmüs, karanlik bir beklenti içindeydi. Yalniz Istanbul mu, tüm Türkiye bekliyordu bu acili karanlik içinde.(Tanitim Bülteninden)
Menü
Sepete Ekle
