İlim geleneğimizdeki araştırmaların gayelerinden biri de hakikatin bilgisine ulaşmaktır. Bunun esas yolu bilgi nazariyesinden geçmektedir. Mutlak bilgiye ulaşmanın mümkün olduğunu düşünenler bilginin kaynaklarından birinin haber olduğunu belirtmektedir. Haberi bilgi nazariyesinin bir parçası görüp, bununla bağlantılı olarak hadis ve sünnete dair metodoloji öneren müelliflerin kahir ekseriyeti ise fıkıh usûlcüleridir.
Bu çalışma, hicrî beşinci asırda yaşayan ve her biri ayrı bir mezhebe aidiyetiyle bilinen usûl müelliflerinden Ebû Ya’lâ, Bâcî, Serahsî ve Gazzâlî’nin haber teorilerini mukayeseli bir biçimde incelemektedir.