2000 TL VE ÜZERİ ALIŞVERİŞLERDE KARGO BEDAVA
Menü
Giriş
Şifremi Unuttum
Sepetim
Stokta Miktarı 0
%20
120,00 TL
96,00 TL
Sepete Ekle
Hemen Al

“Rancière’in yazilari, solun yönünü sasirdigi günümüzde, direnmeye nasil devam edebilecegimizi gösteren ender anlamli
kavramlastirmalardan biri.”
Slavoj iek
Düne kadar Avrupa’da resmî söylem totaliter dehsete karsi demokrasinin erdemlerini övüyordu. Devrimciler ise bugün ve
buradaki demokrasiyi biçimsel bulup, gelecek bir gerçek demokrasiyi savunuyorlardi. Simdi bütün bunlar geçmiste kaldi. Artik bazi hükümetler demokrasiyi silahlarin gücüyle ihraç ederken, Bati’da yeni düzenin aydinlari kamusal ve özel yasamin her parçasinda demokratik bireyciligin ve esitlikçiligin zararli tezahürlerini teshir etmek için aralarinda yarisiyor. Bu ikisinin ortak degerleri yok edip yeni bir totalitarizm ürettigini, insanligi intihara sürükledigini iddia ediyorlar. Bu ideolojik dönüsümü anlamak için onu zenginligin küresel yönetimi içinde ele almak yeterli degil. Eski zamanlardan beri, kendilerini halki yönetmeye dogal olarak yetkili görenler “halkin yönetimi” fikri karsisinda dehsete kapilmistir. Jacques Rancière, demokrasi, siyaset, cumhuriyet ve temsil arasindaki karmasik iliskiyi incelerken, günümüzde yükselen demokrasi nefretinin kaynaklarini gösteriyor. Demokrasi fikrinin, baskalarini yönetmeyi kendilerinin dogal hakki olarak görenlerin huzurunu bozan, düzenlerini karistiran gücünü hatirlatiyor. “Benim oyumla çobanin oyu bir olur mu?” sorusunu sorduran demokrasi korku ve nefretinin kaynaklarini gösteriyor.
Son İncelenenler
T-Soft E-Ticaret Sistemleriyle Hazırlanmıştır.