2000 TL VE ÜZERİ ALIŞVERİŞLERDE KARGO BEDAVA
Menü
Giriş
Şifremi Unuttum
Sepetim

Arkaik Yunan'da Adlandırma ve Hakikat

Stokta Miktarı 1
%20
430,00 TL
344,00 TL
Sepete Ekle
Hemen Al
Dil, düsüncenin eviyse sayet, deyis yerindeyse, adlar da tuglalaridir. Insan kendi duvar örme ustaligina okadar  güvenemez  aslinda;  ama  derme  çatma  da  olsa  tuglalari  dizmekten  vazgeçemez.  Her  seferindetanimlamak, beklentilerimizi ifade etmek, yüceltmek ya  da yermek için adlandiririz, hatta yeniden adlandiririz.  Yeni  dogmus  bir  bebege  adini  koyarken,  yakin  arkadasimiza  lakap  takarken,  namli  bir  sokagin adini degistirirken, kökensel bir adlandirma itkisinin varisleri olarak davraniriz.Bu kökensel miras, medeniyetler ötesi bir bakis açisiyla Arkaik Yunan'a kadar geri götürülebilir. Yunan sairi, düsünürü, sokaktaki insani, dönemin meskûn dünyasina yayilan kendi toplumsal yasamini yansitan bir evrensel dil olusturmak adina çocugunu, sokagini, icat ettigi aleti, yarattigi eseri, kutsal ve dünyeviolani, kisacasi her seyi adlandirirdi. Öte yandan, Yunan'in her yerinde iz birakan “rekabet” (agôn) kültürübaglaminda bu adlandirma yönelimi özel bir tarz kazanmistir. Yunan sairi galip gelen kisiyi “övmek” içinözel bir düzenek olarak adlardan yararlanirdi. Pindaros bu düzenegi siirsel bir hakikati insa etmek adinaustalikla kullanmis; Platon gibi, Pindaros'un dizeleriyle büyüyen çocuklar ise bu hakikatin adlarla baglantisini  Kratylos  diyalogunda  yeniden  masaya  yatirmistir.  Bugün  hâlâ  dizmeye  çalistigimiz  tuglalarinbüyüsüne kapiliyorsak, kulagimizda kalan sairin sesinin etkisi altindayiz demekti
Son İncelenenler
T-Soft E-Ticaret Sistemleriyle Hazırlanmıştır.